Tür:Aksiyon, Dram, Suç,
Yapım: 1994 - Fransa
Yönetmen: Luc Besson
Senaryo:Luc Besson
Oyuncular:
Oyuncular:
Natalie Portman, Jean Reno, Gary Oldman
Yeniden merhaba;
Yaklaşık 3 aydır buraları ihmal etmiş durumdayım. Hayat
rutinim yavaş yavaş normale dönerken arşivde bekleyen bir kaç filmle geri
dönmek istedim. Bir süre sadece sizden gelen önerilere yer vereceğim. İlk
olarak yıllar önce izlediğim ve tekrar izlemeye sevgili Hatice’nin önersi ile
cesaret edebildiğim, muhteşem bir listeye sahip Leon ile dinlemelerimize devam
edelim istedim.
Tekrar tekrar izledikçe güzelleşen film: Leon: The Professional
“İntikam iyi bir şey değil, Mathilda.
İnan. Unutmak daha iyi.”
İnan. Unutmak daha iyi.”
İlk olarak bakıldığında basit bir konusu olduğu izlenimi yaratan bir
film. Ancak izledikten sonra aslında hiç de basit olmadığını ve üzerine düşünüldüğünde
pek çok kilit nokta barındırdığını, alışılagelmişin önüne geçen, başka bir
deyişle, birçok farklılıktan beslenen bir film olduğunu fark ediyoruz.
Karakterlerlere gelince ise başrolde Jean Reno (Leon), Natalie Portman
(Mathilda) ve Gary Oldman (Stansfield) gibi önemli isimleri görüyoruz. Leon,
ABD'nin New York şehrinde yaşayan, patronu Tony'den aldığı işleri yapan bir
tetikçidir. Hayatını kurallardan oluşturmuş, sert görünüşlü ve tam anlamıyla
bir profesyoneldir. Tüm bunların yanında durmadan süt içiyor oluşu ve bitkisine gösterdiği özen aslında katil olmasına rağmen içindeki saflaşmaya,
temizlenme ve sahiplenme arzusuna yönelik davranışlar olarak yorumlanabilir.
Boş sinemada "Singing in the rain" izlerken suratında oluşan masum
ifade bile aslında nasıl bir karakter olduğunu belli etmektedir. Leon'un
siyah-beyaz hayatı Mathilda adlı küçük kızın hayatına girmesiyle renklenir.
Mathilda ise ailesinin katledilişine şahit olup kimsesiz kalan, zeki ve
soğukkanlı henüz 12 yaşında bir kız çocuğudur. Ailesinden ilgi ve sevgi
görmeden büyüyen bu kız yaşıtlarından daha büyük davranmaya çalışıp ve
kendisini de buna inandırmıştır. Ailesinde sevgi duyduğu ve önemsediği tek kişi
4 yaşındaki küçük kardeşidir. Onun öldürülüşünün intikamını almak için Leon'dan
yardım isteyecektir.
Gary Oldman'ın oynadığı Stansfield karakteri ise tam bir dengesiz, kaçık,
yozlaşmış bir dea ajanıdır. Ayrıca bir Beethoven hayranıdır. Gittiği baskınları
da Beethoven mırıldanarak yapmaktadır. Oldman, rolünün gerektirdiği
psikopatlığı kusursuz bir şekilde seyirciye aktarmaktadır.
Stansfield :
Fırtınadan öncesindeki şu
sessizlik anlarını seviyorum. Bana Beethoven’ı hatırlatıyor. Duyabiliyor
musun ? Sanki kulağını çimenlere dayamışsın da, onların büyüdüğünü
duyabiliyormuşsun gibi. Böcekleri duyabiliyorsun. Beethoven’ı sever
misin ?
'Kiralık katil serin kanlılıkla öldürür ve parasını alır, kötüdür. Fakat bu
filmde bir kiralık katil sevdiriliyor seyirciye. Ölmemesini, acı çekmemesini
hatta mutlu olmasını istiyoruz. Çünkü karakterin ruhunun derinliklerinde gömülü
bir saflık sunuluyor izleyicilere. Gözünü kırpmadan öldüren bir tetikçinin en
iyi dostu bir saksı çiçeği oluyor, süt içip ruhunu temizliyor. Filmin başından
itibaren sıklıkla kullanılan bu süt metaforu aslında Leon karakterinin yaptığı
mesleği kendisinin seçmediğini anlatıyor ve sütün bir diğer işlevi ise
önyargılı yaklaşılan tetikçi karakterine alışma sürecini hızlandırmayı
hedefliyor. Bu alışma sürecinde Leon’un tek dostu olan ve her gün suladığı
bitki ayrıca onu komik duruma düşüren hafızası da büyük rol oynuyor.'
Masum küçük bir kız olan Mathilda, aslında insan
öldürmekten hiç korkmayan cesur bir kıza dönüşürken, tetikçi olan Leon ise süt
içmeyi ihmal etmeyen ve her gün çiçek sulayan bir güzel insan olarak çıkıyor
karşımıza. Film boyunca geçen diyaloglarla karakterler yavaş yavaş yer
değiştiriyor ve böylelikle bu tezat durum seyirciye nakşediliyor. Kiralık katil
olan birini seyirciye sevdirebilmek, kötü ve iyinin tezatlığını alaşağı etmek
usta bir yazım ve işleyiş yeteneği gerektirir ki Luc Besson bu işin hakkından ustalıkla
gelmiş.
Mathilda ile Leon ilişkisi hakkında pedofiliyi meşrulaştırmış yorumları
sıklıkla yapılmış. Ben ikisi arasında yalnızca safça bir sevgi görüyorum.
Mathilda'nın Léon'a karşı olan hisleri normal bir aşktan ziyade, kendisine ilk
defa iyi davranan birisi karşısında duymuş olduğu hayranlık ve sevgidir.
Yetişme tarzından gelen olgunluğu, Leon'un onu koruyup, benimsemesi bağlılık,
güven, sevgi duygularının oluşumuna zemin hazırlamıştır. Her ne kadar filmin
ilerleyen bölümlerinde aşık olduğundan bahsetse de, buradaki aşk ifadesi küçük
bir çocuğun duygularını basitçe dile getirme şeklinden başka bir şey
değildir. Hayatında kötü bir baba figürü ve algısı varken Leon'u o kalıba sokmak
istemeyen ve duyduğu hayranlığın da etkisiyle hissettiği duygunun aşk olduğuna
inan bir küçük bir kız var karşımızda. Aynı şekilde Leon da her ne kadar
duygulardan uzak bir karakter olarak çıksa da karşımıza, unuttuğu güven, sevgi
gibi kavramları Mathilda'nın varlığıyla yeniden hatırlamıştır.
Konusu kadar kullandığı müziklerle de akılda kalmış ve kült olmayı başarmış
bir film Leon. Filmin sonunda çalmaya başlayan Shape of My Heart’ın etkisinden
bahsetmemek olmaz. Son sahnenin çarpıcılığı bir yana, akılda kalıcı olmasını
sağlayan şey biraz da bu şarkıdır. Adeta filmle özdeşleşmiştir. Sting'in bir
kumarbazı anlattığı bu şarkısı, Leon karakteriyle uyum içindedir ayrıca
şarkının sözleri ile filmin finali arasında belirgin bir benzerlik vardır.
"he doesn't play for the money he wins, he doesn't play for the
respect"
Leon işvereni Tony'den sadece ihtiyacı kadar para alıp geri kalanını
onun saklamasını ister. Bu işi para için yapmadığı açıktır. Filmle bütünleşen
bir diğer şarkı ise Björk, Venus as a boy. Ayrıca diğer soundtrackleri de
oldukça iyi ve yerinde kullanılmış.
Bu sıradan olmayan hikaye ve iki karakterin bir araya gelmesiyle
seyirciye belkide daha önce hiç bakmadığı bir perspektif sunuluyor. Hem
sevip hem de nefret edilebilecek şeyler var bu filmde. Tavsiyem önyargısız bir
şekilde izlemeniz yönünde.
-Leon hayat hep bu kadar zor mudur yoksa sadece çocukken mi böyledir?
-Hep böyledir.
-Bitkini çok seviyorsun değil mi?
-En iyi arkadaşımdır.
hep mutludur.
soru sormaz
ve bana benzer.
kökleri yok.
-Bugün nasılsın?
-Daha iyi günlerim oldu.
Sting - Shape Of My Heart
.
Leon, the Professional Soundtrack: Noon
.
" Venus as a boy " by Bjork
.